Doğaçlama bakın acayip bir olaydır. Ciddi söylüyorum, hem çok eğlencelidir hem çok korkutucudur. Korkutucudur çünkü sahnede çıplaksınızdır; ne aksesuar ne metin ne reji, tutunacak dalınız yoktur yani. Ha ama eğlencelidir de çünkü özgürdür, kapsayıcıdır, kabullenicidir.
Doğaçlamanın tanımı der ki oyuncunun sahnede konuya bağlı olup metne bağlı olmayarak yarattığı şeylerin bütünü doğaçlamadır. Yani evet her şey o an çıkar ; bir kendiliğindenlik vardır. Konu seyirciden alınır ve maraton başlar. Bunun uzun formları da vardır kısa formları da ; o formların da kendi içlerinde çeşit çeşit oyunları... Ki buralara bu ufacık yazıda girersek inanın çıkamayız çünkü asırların birikimi söz konusu.
Evet asır dedim doğru okudunuz, çünkü arkadaşlar doğaçlama öyle son 5-10 yılın popülerleşmiş yeni akımı değildir. Asıl kökeni Tuluata, Antik Yunana, Commedia dell'arte ' a kadar uzanır. Şimdi sizlere böyle havalı bilgiler veriyorum ki yarın bir gün olur da ortamlarda konusu açılırsa bunları söyleyebilin de şanınız yürüsün diye. Hele bir de Viola Spolin dediniz mi tamam, o iş bitmiştir. Ha ama derseniz ki ben öyle yarım bilgilerle hava atamam işte o zaman tam yerine geldiniz. Çünkü zevkle öğrendiğimiz bu süreçte, biz de sizlere ne biliyorsak, sahnenin gerisinde neler dönüyorsa aktarmak içi buradayız. Takip edin bakın daha sizlerle neler paylaşacağız.
Beklemede kalın ;)
Comments